Powered By Blogger

27 Ocak 2010 Çarşamba

Erman Hoca ve Kaypaklar Dünyası

Lig yayınını tekrar digitürk alınca, gazetelerde erman hocanın başında sallanan demoklesin kılıcı, çanlar erman hoca için çalıyor gibilerden çeşitli başlıklarda haberler duyduk, gördük ve nihayetinde yazılanlar çizilenler çıktı ve erman hocayı yolladılar. Partneri şansal da delikanlı her türk erkeği gibi ortağını satmadı ve ermansız çıkmam abi dedi. Erman hoca gittikten sonra bu sefer millet ipin ucuna doğru yol almaya başladı ve ipi kim çekti sorusunun cevabını aramaya başladı. Erman hoca da köşesinde ve verdiği ufak demeççiklerde 27 ocak çarşamba 2010 daki köşesinde herşeyi açıklayacağını söyleyerek belirli gelecek zamana gün verdi. Gün geldi çattı ve hürriyet internet sayfasında erman hocanın beklenen açıklamalarına bi göz attık. Sonuç: Koca bir sıfır. Günlerdir milleti beklentiye sokan erman hocadan fare doğdu (Ha bu arada hürriyet de siz sorun erman hoca cevaplasın köşesi yaparak tiraj pastasından götürmenin hesaplarını yapmaya başlamış anlaşılan). Maratonda, gazetedeki köşesinde esip gürleyen erman, kodummu oturtan genel kurmay başkanı isteyen erman, sıra kendisine gelince, lafı gediğine koyamamış, sus pus olmuş. Futbolda sessiz çoğunluğun, ezilmişlerin sesi olduğunu iddia eden erman kendine ses olamadı. Neden acaba? Bel altı bile olsa, dan dun olsada dediğini esirgemeyen erman hocadan bir nefeslik ses çıkmaması bende hayal kırıklığı yarattı. Hani futbolda şike olduğunu söyler herkes ama kimler olduğunu söylemezler ya, öylesi bi durum erman hocanın ki de, diyemedi harbiden kimdir nedendir sebep. Anlaşılan erman hoca, ortada eli zayıf pokerci gibi kaldı, blöf bile yapamıyor. Millete ne demeli peki? Geçmişte ermen hocaya sallayanlar gurubu nerdeyse erman hoca için ağlaşanlar fan club'ı oluşturacaklar.

Seviyesizlikten, bel altından nasıl nefret ettiklerinden esefle bahseden yazar, çizer, sözde enteller gurubu bugün ermanşatörlüğün önde gideni oldular (Ha bu bizim genel kültür yoksunu fakat 3- 5 teknik terimle kendini adam zanneden muhterem halkımızdaki zatlar içinde geçerli, bunlara hakkatten kültür-ü abide olup ben izlemem böyle basit şeyler diyip, kumandanın favoriler bölümüne ekleyen muhteremleri de unutmayalım).Ekran kirliliği olarak adlandırılan bütün yapımlar içinde bu durum aynen böyle. Zannedersiniz ki; recep ivediği tornadan çıkmış 3 milyon insan izliyor, ya da sabah sabah seda sayanı, gelin kaynanayı, evlendirme programlarını... (Hani şu kikirik hatunlar giderler cem yılmaz gösterisine, gülmekten neredeyse altlarına sıçarlar, çıktıktan sonra da sağda solda sanki başka alemden gelmiş gibi "Ayy güldürüyo ama çok küfür var gösteride", "Filmleride öyle zatenn" diye öbürü de ekleme yapar. Ulan demin gülmekten yarılıyodunuz, ağzınız kulaklarınızdaydı...). Akşam herkes prime time da sanki national geographic ,ntv felan izliyor, millet haftalık kültürel etkinlikleri kaçırmıyor, klasik müzik konçertolarına pek de bi aşinayız ne de olsa (!). Behhlül Bihter'i götürürken, tv karşısında yurdum insanı yorum yapmıyor, çünkü izlemiyor ki.

İşte çoğumuz ekranda, vizyonda zirve yapan bissürü programı basitlik abidesi olarak gösterip bunları izleyenlere de bok atmaktan öteye gidemiyoruz. Herkes ona buna atıyor, suratındakini temizliyor fakat sırtına yapışandan habersiz, sütten (boktan) çıkmış ak kaşık suratıyla kaypaklık çukurunda oluşturdukları dünyada mutlu mesut yuvarlanmaya devam ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder