Hıncal abi ile ilgili bi güzelleme çekmeyi düşünürken, milliyetten Bilgin Gökberk (köyün delisi) tam bu arada düşüncelerime ferman olacak bir yazı döşemiş. Önden ara sıcak yazıyı bi paste copy yapayım dedim, sonra geçerim kendi cümlelerime.
90 Dakika’yı Aziz Yıldırım mı yayından kaldırdı ? NTV neden susuyor ?
29 Ocak Cuma 2010
Ciddiye alınması gereken duayen spor yazarı aylardır “90 Dakika’yı Aziz Yıldırım yayından kaldırttı” diyor ,bu korkunç bir iddia ve kimse onu ciddiye almıyor.O ,maşallah hiç istifini bozmadan ve sıkılmadan NTV Spor’da program yapmaya devam ediyor.Yıldırım’ın hem hoşuna gidiyor efsaneleştirilmesi ,hem de hiç mi hiç kaale almıyor, sallamıyor Uluç’u.Susuyor!***NTV yönetimine üç soru...1-Uluç doğru mu söylüyor?2-Açık saçık bir daha soralım;Ciddi, saygın,güvenilir ve marka değeri yüksek bir kurum NTV, patronu Ferit bey de ciddi ,saygın, güvenilir, marka değeri yüksek bir iş adamı, Aziz beyin burada böyle bir yaptırım gücü olabilir mi, 90 Dakika’yı o mu kaldırttı?3-“Böyle abuk sabuk şeylere cevap mı verilir” diyorsanız, bu da bir cevaptır,peki abuk sabuk iddialar ortaya atan birine niye üstüne titrediğiniz spor kanalınızda program yaptırıyorsunuz?***Şimdi de “90 Dakika’yı kim kaldırttıysa Maraton’u da o kaldırttı” demeye başladı...Haydaaa!*** İşin içinde ciddi ,önemli bir kanal , önemli ve değerli bir kulübün başkanı ve bir duayen var...***NTV susmamalı!
90 Dakika’yı ve Maraton’u, Uluç ve Toroğlu’nun tarzı yayından kaldırdı.
Uluç modası çoktan geçmiş o tarzdan medet umuyor hala,kendini çok çabuk yenileyemezse çok çabuk demode olacak ve yazık olacak ona.Biraz gezegeninden ve gezegenindekilerden ayrılsın,buralarda fena halde madara olmuş durumda.Arda’yla Messi’yi kafa kafaya değişmemesi ,üzerine para istemesi ve futbolu Rijkaard kadar veya daha iyi bilmesi filan...Yolun sonu bu...Servis zamanı gelmiş.Bu tarzın adı 56 Chevrolet, 63 İmpala !Kalmadı!Kalanları da ne kadar iyi ve özenli toplarsan topla, haftada bir servis şart.Yürümez yoksa.Ustanın servise gitmesi gerekiyor acilen.Bu bir!Erman’ı ve onu susturamazlarmış, 90 Dakika’yı kim kaldırttıysa Maraton’u da o kaldırtmışmış.Toroğlu günün adamı , bütün gözler üzerinde ve balıklama atladı Uluç da projektörlerin arasına.“Ermanı bırakın artık , biraz da bana bakın” diye çığlık çığlığa usta...Bu iki! Onu ve Toroğlu’nu, hem de Hürriyet ve Sabah’da birer sayfa köşeleri varken, TV programlarını kaldırtarak susturmaya çalışmak kadar saçmalık olur mu,bu onların susmalarını mı sağlar yoksa hiç susmamalarını mı?Bu üç!İşte köşelerinde eskisinden daha çok konuşuyorlar,ne farketti,hiç!Bu dört!Yıldırım’ın, Hürriyet‘e Sabah’a gücü yetmiyor , NTV’ye Digitürk’e yetiyor ,bu çıkar burdan.Bir de şu çıkar , Uluç’u kimse iplemiyor , ne Aziz bey ne NTV...Ne de Digi!Bu beş!Uluç’la devam edelim...Aziz bey 90 Dakika’yı Uluç sussun diye kaldırttıysa NTV Spor’da konuşmasına niye müsaade etti ve Uluç niye NTV‘ye tavır koymadı ve program yapıyor orda.Yarın Aziz bey, “Uluç burada da olmasın,CNBC veya Kral TV ‘de program yapsın ” derse ne olacak?Yapacak mı?Bu da altı!***Sadede gelelim.NTV gibi önemli bir kanalda, 90 Dakika gibi önemli bir programda aslı astarı olmayan sallamasyon komplo teorileri uydurması ve sadece kendine çalışması hem 90 Dakika’ya, hem de NTV’ye zarar verdi. Patronunun FB’nin potansiyel başkan adayı olduğu bir kanalda, içinde Aziz beyin olduğu her komplo teorisi komplonun içine Ferit beyi de sokar, NTV yi de...Bir gün biri de şu toriyi üretir;Uluç, Ferit beyin kanalında “Aziz’in adamı Mahmut “diyor, herhalde Aziz bey Ferit beye “Özgener benim adamım” dedi ,Ferit bey de bunu Uluç’a söyledi ?Komplo teorisi üretmenin sonu yok ki....NTV’in imajına zarar verdi Uluç’un tarzı ve bu tarz NTV Spor’a kaydırıldı, bu şekilde Aziz bey, Uluç’u susturmak istiyor dedikodularının önünü kesmek istedi NTV, doğrusunu yaptı.Uluç, NTV Spor’da eskisinden daha rahat konuştuğu halde “beni susturmak istiyorlar “diyebiliyor, ya bir de orada program yapmasaydı...Bir de şu;Mehmet beyde aynı kanalda program yapıyor, Aziz bey sadece Haşmet’ten tahatsızmış demek, onu kaldırmış yayındanAyrıca...Sokaktan geçen simitçinin söylediğine resmi sitesinden cevap yetiştiren FB Uluç’a cevap vermiyor.Uluç’u asıl çıldırtan bu.Ve İbrahim Seten...Akıllı adamdır ,söylediğinin nereye gideceğini bilir, Vatan’da Uluç’ a ‘Senden korkmadım, ben Aziz beyden niye korkayım” demiş, niye korkması gerekir Uluç’tan...Bunu açar mı?Ve ona bir soru;Aziz Yıldırım mı, Hıncal Uluç mu ,hangisi yazarların çizerlerin önünü daha çok keser, ıssız bir adaya gitse yanına sadece birsini almak durumunda kalsa ,hangisini tercih eder.Ben Aziz beyi tercih ederim.O?Cevaplar mı?*** Toroğlu da Uluç da birer TV yıldızı ,ikisi de her kanalda gider,Toroğlu’nu her kanal ister,seneye daha da çok kişiye ulaşır ulusal bir kanalda.Yolu açık olsun!Birinin provakatif ve inandırıcılığını kaybeden bol atmasyonlu tarzı NTV de gitmedi,diğerinin bol argolu ve sık sık bel altına inen tarzı da 7’den 77’nin ekran başında olduğu yayıncı kuruluşun maç sonrası programında...Gitmelerinin sebebi bu!Hikayelerinin özü de bu...Gerisi hikaye!Aziz bey filan da palavros!
Sevgili Bilgin Gökberk'e kurduğu cümleleri yazıya döktüğü için teşekkür ediyor, kendi cümlelerime geçiyorum.
Rahmetli Kenan Onuk'un hem moderatör olduğu hem de fenerbahçeyi temsil ettiği 90 dakika programını, ilk programdan itibaren takip etmeye başladım. O günlerde sevgili Kenan Onuk hem dengeli bir yönetim sergiler, hem de programın üslubunu belli bir seviyede tutardı. Kenan abi kanserden dolayı vefat ettikten sonra, sevgili Fuat abi ntv spor müdürü olarak programı devam ettirirken moderatörlük görevini de üstlendi. Artık ipler Hıncalın elinde bir Hıncal şova dönüşmeye başladı. Sevgili Fuat Akdağ özünde iyi bir adam profili izlenimi vermesine rağmen moderatörlükte ciddiyetten uzak tavırlarıyla tam bir sıfır portresi çizmekteydi. Dolayısıyla da 90 dakika Hıncal'ın egosunu doyasıya tatmin ettiği, salladığı insanlardan ertesi gün medayadan aldığı cevaplarla göbeğinde bağlayan yağa bir katman daha eklediği izlemesi çekilmez olmaya başlayan bir programa dönüştü. En sonunda Hıncal Uluç'a göre Aziz Yıldırım tarafından (Aziz Yıldırım da sanki futbol aleminin Zeus'u ya istediği herşeyi olduruyo. Kenan Onuk'un vefatından sonra Hıncal'ın sallamalarına daha fazla dayanamadı, yada gücü anca yetti. Pehh!) program kaldırıldı.(Hıncal abinin klasik komplo senaryolarına göre maratonda, aynı güç=Aziz Yıldırım tarafından mazideki programlar mezarlığına defnedildi.)
2 senedir doksan dakika izlemiyorum ve son bir senedir Hıncal Uluç'un değindiği mevzular bugün neymiş diye meraklanıp ilk onu okuyan ben arada eserse başlıklara bakıp pasajlardan seçme yaparak şöyle bir göz atıyorum. Her salı, çarşamba fotomaçta sporla alakalı değindiği röpörtaj köşesini ise okunmayacaklar listesine gönderdim. Bunun temel sebebi 90 dakikadaki Hıncal Uluç'un artık çağın gerisinde kalan yorumları ve kendini artık aşamayan yazılarıdır. Sonu s ile biten bütün sınavlara hazırlanırken muhakkak kendisini yenileyen yada yenilemesi gereken yazarlara dem vuran örneklemeler hatırlarız, hani kendisini yenilemeyen yazara ne olduğu gibilerinden.
Hıncal Uluç'ta artık aşağı doğru pik yapan bir eğride yol alıyor, ömrü yettiği müddetçe de gidecekmiş gibi görünüyor. Sürekli araştırmayan, sorgulamayan gazetecilik anlayışına , ses kaydedetmekten öteye geçemeyen röpörtajcılığa tekme atan sayın Uluç her ne hikmetse Londra'ya yolculuktayken izleyemediği, gazetelerden okuduğu kadarıyla yada kendi arkadaş gurubuyla kakara kikiri maçları takip edip sonrasında ekranlara çıkıp sağa sola saldırmaktan ve yorum yaptığı izlenimini vermekte hiçbir beis görmüyor.( Hıncal Uluç kelamlar üstü ya ne de olsa herşeyi demek mübah ). Mağlup olan bir takımın hocasını ertesi gün masada meze yapmaktan zevk aldığı dakikalarda, hocayı vay efendim sen neden bu oyuncuyu oynatmazsın diyerek giydirme cümleleriyle topa tutarken, oyuncunun sarı kart cezalısı olup oynamadığından bihaber konuşmaktadır. Mehmet Yakup Yılmaz, Hıncal'ın kurduğu komplo senaryolarını çatır çatır dişlerinin arasında öğütürken hiç yüzü kızarmadan başka konuya zıplamayı becerebilmektedir (Erman Hoca demişti ya kimi yorumcular için şezlong yorumcusu, zannedersem kastedilenin önde gideni oluyor sayın Hıncal Hazretleri ). Kendisinin yorum diye adlandırdığı saldırma cümlelerinde ve yazılarında o kadar falso veriyor ki biraz bile objektif olanın yüzüne ankara ayazının keskinliği ile vuruyor.
Hıncal uluç neden kanla besleniyor peki? Ağzında kütür kütür kırdığı kemikler ve kendisinin enerjisini sağlayan kandan başka birşey yok ki elinde. Gençlik artık eski tek kanallı düzende yada senin yazılarında arada bir bahsetmeden geçemediğin erkekçeli günlerdeki gibi değil Hıncal Abi. Artık insanlar iddaa oynamakta, 12 yaşındaki çocuklar bile football manager da futbol piyasasına hükmetmekte. Geçtim premier ligi,İngiltere 1. ligdeki bile takımların iç saha dış saha performanslarını çarşaf çarşaf ortaya dökebilmektedir. Sense futbola dair üretebilecek bişey ortaya koyamadığından dolayı zorunlu seçeneğini kullanarak ona buna saldırmaktan öteye gidemiyorsun ( büyüklerin gelen hocaları, yönetimleri, oyuncuları... Gelen hocalar 3 ay sonra toptan anlamaz olurlar, yönetimler vizyonsuz olur, topçular oyuncu olmaz. Sene başında dediğin sene sonuna gelmeden kuyruktan çıkar. Kimse futbola dair bi halttan anlamaz bi sen anlarsın).
Ey Hıncal Abi eyy! Nerden tutsam elimde kalıyor. Puzzle bile bir araya geliyo da sana dair olanları nasıl bir bütün yaparım ben. Sen olmadığın günlerde de günü kotarmak için Yasemin'in 90'lardan senin yazılardan koyduklarına bakıyorum, muhteşemler. Hepsi hayata, güzelliklere dair birer enfes. Ama bugün, ogün ki güzellikleri elindeki tokmakla vura vura öldüren bir Uluç var. Hayatın güzelliklerini yalnızca şu anda görebildikleriye ifade edebilen, görmeden de kalemiyle gösteren bir Hıncal yok artık.
Yalnızca görüneni işaret eden bir yazar formuna dönüştükten sonra nerde kaldı Uluç'un fenomenliği. Şimdi biat toplumunun kimi öncüleri, kraldan çok kralcı olanlar der ki vayy efendim sen kim oluyorsun da Hıncal Uluç'u eleştiriyorsun (yesinler sizi). Hiç kusura bakmayın efendim her halttan anlamak, ona buna her konuda laf sokmak ne kadar Hıncal Uluç'un haddiyse, yıllarca Hıncal Uluç'u izlemiş, okumuş biri olarak laflarla ızgara yapmak da benim daha çok haddime. Kendini geliştirmiyorsa, okuruna, izleyicisine saygı duymuyorsa, olduğu yerde bile sayamıyorsa hiç kusura bakmayın acımadan bi tekme de ben atarım. Doğal seleksiyon (güçlü olan ayakta kalır) her zaman daha iyisi için.
Not 1: Bu yazı özellikle bi yerlerde görünsünde Hıncal Uluç isim vermese de varsın köşesinde belki cevap verir, bende gündeme gelirim, polemikte benim de köşem olsun umuduyla yazılmıştır.
Not 2: Yazı, ipimle kuşağım modunda, fazlası olmayan eksik kalan bir yazıdır. Böyle biline.
30 Ocak 2010 Cumartesi
27 Ocak 2010 Çarşamba
Erman Hoca ve Kaypaklar Dünyası
Lig yayınını tekrar digitürk alınca, gazetelerde erman hocanın başında sallanan demoklesin kılıcı, çanlar erman hoca için çalıyor gibilerden çeşitli başlıklarda haberler duyduk, gördük ve nihayetinde yazılanlar çizilenler çıktı ve erman hocayı yolladılar. Partneri şansal da delikanlı her türk erkeği gibi ortağını satmadı ve ermansız çıkmam abi dedi. Erman hoca gittikten sonra bu sefer millet ipin ucuna doğru yol almaya başladı ve ipi kim çekti sorusunun cevabını aramaya başladı. Erman hoca da köşesinde ve verdiği ufak demeççiklerde 27 ocak çarşamba 2010 daki köşesinde herşeyi açıklayacağını söyleyerek belirli gelecek zamana gün verdi. Gün geldi çattı ve hürriyet internet sayfasında erman hocanın beklenen açıklamalarına bi göz attık. Sonuç: Koca bir sıfır. Günlerdir milleti beklentiye sokan erman hocadan fare doğdu (Ha bu arada hürriyet de siz sorun erman hoca cevaplasın köşesi yaparak tiraj pastasından götürmenin hesaplarını yapmaya başlamış anlaşılan). Maratonda, gazetedeki köşesinde esip gürleyen erman, kodummu oturtan genel kurmay başkanı isteyen erman, sıra kendisine gelince, lafı gediğine koyamamış, sus pus olmuş. Futbolda sessiz çoğunluğun, ezilmişlerin sesi olduğunu iddia eden erman kendine ses olamadı. Neden acaba? Bel altı bile olsa, dan dun olsada dediğini esirgemeyen erman hocadan bir nefeslik ses çıkmaması bende hayal kırıklığı yarattı. Hani futbolda şike olduğunu söyler herkes ama kimler olduğunu söylemezler ya, öylesi bi durum erman hocanın ki de, diyemedi harbiden kimdir nedendir sebep. Anlaşılan erman hoca, ortada eli zayıf pokerci gibi kaldı, blöf bile yapamıyor. Millete ne demeli peki? Geçmişte ermen hocaya sallayanlar gurubu nerdeyse erman hoca için ağlaşanlar fan club'ı oluşturacaklar.
Seviyesizlikten, bel altından nasıl nefret ettiklerinden esefle bahseden yazar, çizer, sözde enteller gurubu bugün ermanşatörlüğün önde gideni oldular (Ha bu bizim genel kültür yoksunu fakat 3- 5 teknik terimle kendini adam zanneden muhterem halkımızdaki zatlar içinde geçerli, bunlara hakkatten kültür-ü abide olup ben izlemem böyle basit şeyler diyip, kumandanın favoriler bölümüne ekleyen muhteremleri de unutmayalım).Ekran kirliliği olarak adlandırılan bütün yapımlar içinde bu durum aynen böyle. Zannedersiniz ki; recep ivediği tornadan çıkmış 3 milyon insan izliyor, ya da sabah sabah seda sayanı, gelin kaynanayı, evlendirme programlarını... (Hani şu kikirik hatunlar giderler cem yılmaz gösterisine, gülmekten neredeyse altlarına sıçarlar, çıktıktan sonra da sağda solda sanki başka alemden gelmiş gibi "Ayy güldürüyo ama çok küfür var gösteride", "Filmleride öyle zatenn" diye öbürü de ekleme yapar. Ulan demin gülmekten yarılıyodunuz, ağzınız kulaklarınızdaydı...). Akşam herkes prime time da sanki national geographic ,ntv felan izliyor, millet haftalık kültürel etkinlikleri kaçırmıyor, klasik müzik konçertolarına pek de bi aşinayız ne de olsa (!). Behhlül Bihter'i götürürken, tv karşısında yurdum insanı yorum yapmıyor, çünkü izlemiyor ki.
İşte çoğumuz ekranda, vizyonda zirve yapan bissürü programı basitlik abidesi olarak gösterip bunları izleyenlere de bok atmaktan öteye gidemiyoruz. Herkes ona buna atıyor, suratındakini temizliyor fakat sırtına yapışandan habersiz, sütten (boktan) çıkmış ak kaşık suratıyla kaypaklık çukurunda oluşturdukları dünyada mutlu mesut yuvarlanmaya devam ediyor.
Seviyesizlikten, bel altından nasıl nefret ettiklerinden esefle bahseden yazar, çizer, sözde enteller gurubu bugün ermanşatörlüğün önde gideni oldular (Ha bu bizim genel kültür yoksunu fakat 3- 5 teknik terimle kendini adam zanneden muhterem halkımızdaki zatlar içinde geçerli, bunlara hakkatten kültür-ü abide olup ben izlemem böyle basit şeyler diyip, kumandanın favoriler bölümüne ekleyen muhteremleri de unutmayalım).Ekran kirliliği olarak adlandırılan bütün yapımlar içinde bu durum aynen böyle. Zannedersiniz ki; recep ivediği tornadan çıkmış 3 milyon insan izliyor, ya da sabah sabah seda sayanı, gelin kaynanayı, evlendirme programlarını... (Hani şu kikirik hatunlar giderler cem yılmaz gösterisine, gülmekten neredeyse altlarına sıçarlar, çıktıktan sonra da sağda solda sanki başka alemden gelmiş gibi "Ayy güldürüyo ama çok küfür var gösteride", "Filmleride öyle zatenn" diye öbürü de ekleme yapar. Ulan demin gülmekten yarılıyodunuz, ağzınız kulaklarınızdaydı...). Akşam herkes prime time da sanki national geographic ,ntv felan izliyor, millet haftalık kültürel etkinlikleri kaçırmıyor, klasik müzik konçertolarına pek de bi aşinayız ne de olsa (!). Behhlül Bihter'i götürürken, tv karşısında yurdum insanı yorum yapmıyor, çünkü izlemiyor ki.
İşte çoğumuz ekranda, vizyonda zirve yapan bissürü programı basitlik abidesi olarak gösterip bunları izleyenlere de bok atmaktan öteye gidemiyoruz. Herkes ona buna atıyor, suratındakini temizliyor fakat sırtına yapışandan habersiz, sütten (boktan) çıkmış ak kaşık suratıyla kaypaklık çukurunda oluşturdukları dünyada mutlu mesut yuvarlanmaya devam ediyor.
artık benim de bir biloğum var
Cümleler kurmayı seven biri olarak, kurulan cümleleri yazıya döküp kendimi ifade etmeye bir yerden başlayayım dedim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)