Powered By Blogger

18 Ağustos 2010 Çarşamba

survivor ve ACUN dünya


Kim 500 milyar ister'i bir zamanlar seyretsemde survivor'a katılan grubun bi yarısına göz aşinalığım yoktu. Survivoru da hemen hemen başından beri takip etmekteyim. Kaldı son dört. Bir erkek olarak ne söyleyeyim başından beri bir kızın kazanmasını hiç istemedim, hala da istemiyorum. Favorim ihsan. İnsanlar özellikle erkeklerin daha çok kulis yaptığını, guruplaştığını ve bu şekilde ortaya çıkardıkları tilkilikleri ile sırtlan formuna bürünüp aslanları yolladıklarını düşünüyor galiba. Bir ara hakancı bir tv eleştirmeni büyüğümüzün küçk adamların büyük adama karşı mücadelesi benzeri yaklaşımı gibi.Her oyun genel olarak diğerine eşit olduğu bir ortamda bugün dokunulmazlık alıp diğerlerini ötekileştiren gruplaşmayı oluştururken bile insani ilişkileri gözetmeyenlerin finale kalması zaten mümkün değildi ki öyle de oldu. İnsanlar orda bulunan insanların nasıl bu kadarda ruhsuzlaşıp, biribirlerinin altını kazarak köstebek yuvasının üstünde gezindiklerini bir türlü anlayamıyorlar. Bazı şeyler yaşanmadan empati olmuyor galiba. Üniversitedeyken yaz okuluna kalmıştım. Hava sıcak tabi, okul dışında geçirilecek zamanda var ama bunu o sıcakta her yerde harcayamıyorsun. Ben de zaman geçsin diye oyun kağıdı aldım. Odada 5 kişi kalıyoruz. İlk günler güzel, tabi kağıtlar masada oynayan bir dörtlü ve yandan seyreden insanlar. Günler geçtikçe insanlar gerginleşmeye başladı, kafa rahatlasın, zaman geçsin diye oynanan oyunda insanlar gerilmeye başladı. ortada olmayan ama kendi aleyhine olduğu söylenen kaş göz işaretleri, oynamayı bilmeme yada yancıların oyuna karışması gibi ithamlar. Baktım durumlar tekrar ediyor, daha kötüye gidecek aldım yokettim kağıtları. Sonra ortam sütliman. Geçmişten bu anıyı neden yad ettim? Biz bile çok da kapalı olmasakta kapalı ve zamanla skıcı olmaya başlayan bir ortamda birbirimizi yemeye başlamışken, orda insanların robinson, cuma hayatı yaşadıkları adada kafayı yememeleri bile büyük başarıdır. Şimdi kimimiz diyecek ki ama sonuçta 500 bin var. İyi de bir kişi alacak neticede o parayı ve de herkes eşit şansa sahip olmadığını biliyor, e bu durumda da destur çekip eyvallah dememeleri büyük bir dirayet başarısır bence.Sadede gelmeden önce; yarışma genel itibariyle fizik yarışması görünmesine rağmen temelde fiziğin bir yere kadar gittiğini görüyoruz.Fizik burda pastanın keki olurken, entrikalar,kulisler ve gruplaşmalar pastanın kreması pozisyonunda. Kazanan ise muma üfleyip pastadan bir dilim alıp gülücükler atan diye düşünürken asıl kazananın pastanın geri kalanını paket yapıp istediği kadar yiyen ACUN olduğunu görüyoruz. Dikkat edersek belli noktalarda oyuna etki eden ve oyunun gidişatını değiştiren acun genel olarak istediğini elede etmekte. (Reyting=money)Örneğin dokunulmazlık kazananın bir kişiyi düelloya çıkarması ve son dörde bir kız sokmak için mervenin güçlü olduğu dayanıklılık yarışmalarının konulması. Eğer insanlar adaletsiz bir ada ortamı olduğunu düşünüyorlarsa neden önce piyon gibi görünen yarışmacılara veryansın ediyorlarda ipleri elinde tutan acunu es geçiyorlar. Adaletse gruplaşmaya kurban giden ler neden düello şansı olmadan çarpışarak kabetme hakkına sahip değildiler yada son düelloya çıkanlar ve merveye karşı kaybedenler neden metinin gizeme kaybettiği gibi adilane bir düelloya çıkamadılar? Evet Acun neden?
Sadete gelirsek, şakşakçı pozisyonundaki bizlerin alkış ve destekleriye has kazanan pozisyonundaki acun 2 milyon dolarlık evini 3 milyonlukla, 500 bin dolarlık arabasını da 700 bin dolarlıkla değiştirecek ve yeni ufuklara yelken açacaktır.
Acunu'da tebrik etmek lazım, en zor olan her zaman basit olanı düşünmek ve uygulamaya sokmaktır. Epeydir bu işi becerip çatır çatır yemek te onun hakkı. Bizler gibileri de anca avcunu yalayıp, yeni ufuklara yelken açanlara klavyeden dokundurduğunu zannetsin.
Umrunda mı dünya...